Geçen cuma günü One Tree Hill dizisinin bana kazandırdığı en mükemmel şarkı birden radyoda çıkınca 19 yaşından 28 yaşına kadar izlediğim, ben de çok güzel duygular bırakan, kesinlikle gözümdeki en iyi gençlik dizisi olan bu yapımın 1 yıldır ertelediğim yazısını artık yazmalıyım diye düşündüm.
Anlayacağınız bugün 1 yıldır yazılmayı bekleyen bir post ile blogdayım.
Aslında "gençlik dizisi" gibi neredeyse hakaret amaçlı kullanılan bir tanımı hak etmeyecek tek dizi One Tree Hill. Gençlik dizilerinde görmeyi bekleyeceğiniz tonla klişeyi barındırsa dahi anlatımıyla her bir klişeyi size tekrar sevdiriyor. Tabi ki bunun yanında sizin bakış açınıza katacağı artıları ve üzerine düşüneceğiniz bir şeyler bırakmayı unutmadan.
En çok müzik seçimleriyle meşhur olan dizinin her bir melodisini 2 gündür aklıma tekrar tekrar kazıyarak, tam manasıyla yıllar öncesine dönerek, aynı duygularla, unutamadığım One Tree Hill dizisinin benim için 9 yıla sığmayan öyküsünü anlatmaya başlıyorum :)
Azıcık spoiler var, minicik :3
Tree Hill ABD'nin North Carolina eyaletinde yer alan küçük bir kasabasıdır. Tree Hill Lisesi'nde okuyan ve bu lisede bulunan "Tree Hill Kuzgunları" isimli basketbol takımında oynayan Lucas Scott ve Nathan Scott ortak bir babaya sahip olmalarına rağmen birbirleriyle hiç konuşmayan üvey kardeşlerdir.
Babaları (kahrolasıca) Dan Scott, Nathan ve annesi ile dışarıdan mutlu gibi görünen bir aile hayatı sürdürmektedir.
 |
| Lucas Scott |
Lucas'ın annesi tam üniversiteye başladığı yıllarda hamile kalınca Dan onu terkeder ve üniversitede tanıştığı Nathan'ın annesi Debbie ile evlenir. Dan Nathan'ı zenginlik içinde ve kendisi gibi başarılı bir basketbol oyuncusu olarak yetiştirirken Lucas'ı her zaman reddeder.
Bu sebeple iki kardeş birbirine düşmandır. Görüleceği üzere özellikle de Lucas düşmanlığında oldukça haklıdır.
 |
| Nathan Scott |
Aşağıda gördüğünüz Peyton ve Brooke ise Tree Hill Kuzgunları'nın amigo kızları olarak Nathan ve Lucas ile tanışır. Haley ise Lucas'ın uzun yıllardır en yakın arkadaşıdır.
İki kardeşin hüzünlü hikayesinin gölgesinde başlayan 5 yaşamın öyküsü ve aralarındaki ilişkiler dizinin genel konusunu oluşturuyor.
 |
| Brooke, Haley ve Peyton |
Buraya kadar okuduklarınızla" e tamam işte lise var, güzel kızlar, yakışıklı oğlanlar ve dram var, amigo kızlar bile var daha ne kadar klişeye batabilirdi ki" diyeceksinizdir muhtemelen. Ama öyle değil.
Öncelikle One Tree Hill sürekli dram verip bunaltmak yerine gerçekçiliği hayatla çokça örtüşen bir çizgide ilerliyor. Özellikle ilk sezonları sıradan bir gençlik dizisinin diğerlerinin arasından sıyrılıp bir derinliğinin olması için neler yapılması gerekir sorusuna verilecek bir cevap niteliğinde.
Karakterler ve onlara giydirilen kişiliklerinin arka planında yaşananlar çok başarılı kurgulanmış.
ANA KARAKTERLER
Brooke Davis
Deli-dolu, flörtöz, sınıfın en çapkın kızı diyebileceğimiz klişe bir karakter. İlgi çekme hevesi annesinin onu sürekli yetersiz bulması ve asla takdir etmemesi, sevgisini göstermemesinden ileri geliyor. Ne yaparsa yapsın daha çok ilgiye, sevgiye, pohpohlanmaya ihtiyaç duyuyor.
Aradığı cevabı ve hangi uç noktanın onun için yeterli olacağını keşfediş öyküsü ise dizi içinde beni mutlu eden başarı hikayelerinden biri.
Lucas Scott
Lucas babasız büyümenin etkisiyle duygularını kolay gösteremeyen katı bir karaktere sahip. Kolay sinirleniyor ama özünde çok duygusal. Onu en çok yaralayan insanları bile affedebilecek kadar büyük bir yüreğe sahip.
Üvey kardeşi Nathan basketboldaki yeteneklerini geliştirmek için babasının ona sunduğu sınırsız imkanları kullanırken o yeteneğini sadece nehir kenarındaki basketbol sahasında geliştirmekle yetinmek zorunda kalıyor. Buna rağmen yetenekleri Nathan ile aynı seviyede. Bu da onun azminin eseri.
Nathan Scott
Nathan dizinin başlarında tam bir zengin çocuğu. Şımarık, ukala, kendini beğenmiş. Lucas'ın içinde bulunduğu durumu tam bir ergene yakışacak biçimde anlamıyor, üstüne sebepsiz yere ona kötü davranıyor. Dizi ilerledikçe kötünün iyi olma klişesini de yaşıyoruz fakat (yine farkını belirtmek istediğim üzere) "nasıl?" sorusuna en güzel şekilde cevap vererek yapıyor bunu dizi.
Haley James
Haley aslında her dizide bulunan bir tampon karakter. Karakterlerin onun hikayesinden faydalanarak kendi hikayesini geliştirdiği, belirli şekilde geçmişi veya karakterinin üzerine düşülmeyen fakat olmazsa olmaz karakterlerden biri. Lucas ile arkadaşlıkları çok derin, çok manalı.
Nathan ile olan hikayeleri son sezonlara doğru dizinin tek dayanağı haline geldiği için gerçek dışı bir romantizm ile süslense bile her haliyle unutulmayacaklar arasında.
Peyton Sawyer
Ve Peyton.. Benim bu dizide en sevdiğim karakter. Her ne kadar okulda popüler bir konumda olsa da özel hayatında içine kapanık, (aa ne kadar ilginç) ailesel sorunlarından dolayı kendini müzik ve çizimle dolu bir dünyadan pek çıkarmak istemeyen, (ponti neden sevdi bunu acaba, hımm) insanlara güvenmekle ilgili sorunları olan kendi dünyasının baş kahramanı...
Yaşadıklarının izinde "people always leave" mottosunu benimsemiş biri.
Ta ki Lucas'la tanışana dek.
Peyton'ın yaptığı çizimlere hayran olur, oraya buraya ben de çizmeye çalışırdım.
One Tree Hill denilince çoğu seveninin aklına gelen iki şewyden biridir Peyton'ın çizimleri. Diğeri tabi ki müzikleri :)
Son çizimdeki sahne : http://www.youtube.com/watch?v=c9cDu2EcTwo
Tabi ki ana karakterlerin işlenmesindeki başarı aynı şekilde yan karakterlerde de mevcut. Anlatımlar sayesinde her bir karakterin dünyasına hiç yabancılık çekmeden dahil olabiliyoruz.
One Tree Hill'in de uzun soluklu her dizi gibi inişleri çıkışları, iyi ve kötü sezonları var. Bence bir dizide "ya keşke 5 değilde 3 sezon olsaydı " gibi bir cümle kuruyorsak o dizi büyük ihtimalle yarım bırakılacak ya da eski zamanların hatırına zorla izlenecektir. Bu da çoğu uzun soluklu dizide karşılaştığımız bir durum maalesef.
İşte One Tree Hill'de ilk sezonlara göre bariz şekilde değişmesine ve bozmasına rağmen hiç bir zaman 9 değil de 7 sezon olsaydı gibi bir cümle kurmadım. Dizinin ilk sezonlardaki başarısından beslenmesinin de rolü büyük bunu dememem de ama en nihayetinde bir Prison Break, Glee, House veya uzun soluklu çoğu dizide hissedebileceğiniz gibi bir bıkkınlık duygusu getirmiyor. Eskiye sık sık selam durmasıyla birlikte diziye eklenen kendisi ve öyküsü ilgi çekici karakterler sayesinde yapabiliyor bunu.
Ana kadrodan 3 kişi bırakıp bunu dedirtmemek büyük başarıdır bana göre.
9. sezonda kadro aşağıdaki gibiydi.
Gelelim en anlatılası müzik kısmına.
Bin kere söyledim, gene söylüyorum çünkü bu teori asla şaşmaz.
Müzikleri güzel olan bir dizi mutlaka başarılıdır.
One Tree Hill'de müzik sadece soundtrackler ile kısıtlı değil, dizinin içine işlenmiş şekilde sunuluyor bize.
Peyton dizinin ilerleyen bölümlerinde Lucas'ın annesi Karen'in dükkanının yanında Tric isimli bir kulüp açıyor ve burada ünlü grupları çıkararak hayallerini gerçekleştirmeye başlıyor.
O andan itibaren Tric'de sahne alan çok iyi grupları ve solo performansları dinliyoruz. Konuk olan müzisyenlerin listesine şuradan ulaşabilirsiniz : http://www.oth-music.com/perform_guest.html
Bunun yanında Haley karakteri ile tanıdığımız Bethany Joy Galeotti gerçek hayatta iki albüm çıkarmış bir şarkıcı ve söz yazarı. Tric'de onu da büyük bir zevkle dinleme şansı buluyoruz tabi ki.
One Tree Hill'in yayınlanmış 3 tane soundtrack albümü var.
Ben hem bu albümlerden, hem de yayınlanmamış diğer sezon soundtracklerinden 14 parçalık bir liste hazırladım.
Eminim ki şarkıları dinleyip ne kadar iyi olduklarını gördüğünüzde siz de diziyi merak edeceksiniz :)
Player'ın üstündeki download butonuna tıklarsanız bütün şarkıları yüksek kalitede indirebilirsiniz.
1. şarkı "Feel This" bana dizi sahnelerini hatırlatan en etkili şarkılardan biri. Hatta :
"şu an son bölümü elimde olmasına rağmen, eğer izlersem bir daha asla yeni bir bölümünü izleyemeyeceğimi bildiğim için izleyemediğim dizi, dizim...
9 senedir onunla büyüdüm, kimi ergen dizisi dedi, kimi aşkların saçmalığından bahsetti, ne olursa olsun, sırf müzikleriyle bile basit bir gençlik dizisinden çok çok başka bir şeydi.
son sezonlar iyice mala bağlamasına rağmen izledim sabırla, tanıdık bir melodi umuduyla.
aklımda feel this çalıyor, bitmese olmaz mıydı?"
demişim 1 yıl önce ekşi sözlükte.
13. şarkı dizinin 9 sezon boyunca açılış parçası olan "i dont wanna to be" isimli en bilinen parçası.
14. şarkı ise One Tree Hill'in hayatıma katmasına en çok minnet duyduğum iki parçadan biri.
Ve geldik "o" şarkıya.
Cuma günü radyoda çıkan ve bu postu yazmama sebep olan o mükemmel şarkı Keane'in "Everybody's Changing" parçası. Kaç kere ağladığımı ya da güldüğümü bilmediğim bu şarkı için minnettarım en çok One Tree Hill'e.
Hayatımdan geçen bütün filmlerin, dizilerin, animelerin bana bıraktıkları en kıymetli şey her zaman onları hatırlayacağım müzikleri oluyor.
Son olarak sadece müzikleri için yapılmış sitesinin adresini tekrar vererek kaçıyorum :
Sevgiler Ponti'den!
http://pontinintakilari.blogspot.com/2014/04/9-yla-sgmayan-dostlugun-oykusu-one-tree.html
0 评论:
Yorum Gönder